Anneler, çocuklarını hiçbir karşılık beklemeden severler. Annelerin çocukları için katlandıkları, özverileri beşikten mezara kadar sürer. Evlatları, bekledikleri sevgi ve saygıyı göstermeseler bile yine de onların dertleriyle dertlenir, sevinçleriyle mutlu olur. Annelerimizi, bize gösterdikleri içtenlikle dolu, hiçbir çıkardan pay almayan sevgileri için başımızın tacı etmeliyiz. Üzüntülerimize, bunalımlarımızda, bizimle birlikte  içtenlikle üzülen göz yaşı döken annelerimizdir.

The post Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar first appeared on Atasözleri, Atasözleri ve Anlamları.

Herhangi bir işi olumlu bir sonuca ulaştırabilmek için, o işin gereğine uygun çalışmalar, ön hazırlıklar yapılır.İşin başarıyla sonuçlanmasını engelleyecek olumsuz belirtilerin, gelebilecek zararların ortadan kaldırılması için bir takım özverilere katlanmayı önceden göze almak gerekir. Sözde anlatıldığı gibi paçayı yemek isteyen, sirke ve sarımsak için harcayacağı önemsiz parayı çok görürse doğal olarak paçaya gerçek tadı veren sirke ve sarımsaktan yoksun kalacağı gibi, bunlar olmadan paça olmayacağı için paça yemekten de yoksun kalır. Her iş bir çok şeyleri gözden çıkarmak, türlü zorluklara göğüs germek ile başarılı olur.

The post Sirkesini sarımsağını sayan paçayı yiyemez first appeared on Atasözleri, Atasözleri ve Anlamları.

The post Her taş baş yarmaz first appeared on Atasözleri, Atasözleri ve Anlamları.

1.Açıklama:

Herhangi bir durumda dikkatli bulunmanın, önlem almanın başarılı olmadaki payı büyüktür. Giriştiğimiz işin gereklerini yerine getirmek, başarısızlığa neden olabilecek engelleri ortadan kaldırmak gerekir. Gözünü açmak, bir şeyi dikkatle incelemek demektir. Gözünü açmayanlar, dikkatli ve uyanık bulunmakla elde edebilecekleri kazançtan yoksun kalabilecekleri gibi, bir takım acılı olaylarla gereken dersi almak zorunda kalabilirler.

Gözünü açmak başka şeydir, açıkgözlü olmak başka şeydir. Açıkgöz çoğu kez kendi çıkarı için uygunsuz davranışlarda bulunmaktan çekinmez. Gözünü açan kişi ise daha çok, kendine yapılabilecek haksızlıkları engelleme çabasında olur.

2.Açıklama:

Her zaman uyanık ve dikkatli olmalıyız, yoksa başkaları bizi aldatabilir.

3.Açıklama:

Uğraşılarında, giriştiğin işlerinde uyanık bulunup dikkatli olman gerekir; yoksa umulmadık, beklenmedik bir anda büyük zararlarla karşı karşıya kalabilirsin. Bu beladan sonra aklın başına gelir ama iş işten geçmiş olur.

The post Aç gözünü açarlar gözünü first appeared on Atasözleri, Atasözleri ve Anlamları.

1.Açıklama:

İnsan, yaşamını sürdürebilmek için yemek, içmek gibi doğal gereksinimlerini karşılamak zorundadır. Karnı aç olanın iyi ve güzel şeyler düşünmesine olanak bulunmadığı gibi güler yüzlü ve neşeli olması da beklenemez.

2.Açıklama:

Çalışan kişilerin maddî bakımdan doyurulmaları gerekir. Aksi takdirde görevlerini yapmazlar. Yapsalar da üstün verimlilik sağlanamaz. Emeğinin tam karşılığını alamayan veya alamadığım düşünen kişiler gönülsüz çalışırlar. Bu da iş konusunda istenilen seviyeye ulaşamamak demektir. Böyle bir tutumun, hem çalışana hem de çalıştırana zararı dokunur.

Genellikle az ücret alanlar ile tembelliği kaçamak olarak değerlendirenlerin kendilerini savunmak için söyledikleri bir söz ise de gerçekte çalışana hakkını vermek gerektiğini vurgulamak üzere söylenir.

3.Açıklama:

Kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir; insan ya da hayvan olsun, çalışan mutlaka doyurulmalıdır.

4.Açıklama:

Bir kimseden görev bekliyorsak, önce onun geçimini sağlamak gerekir.

The post Aç ayı oynamaz first appeared on Atasözleri, Atasözleri ve Anlamları.

1.Açıklama:

İnsan için açlık, çok önemli bir durumdur. Aç olanı ne uyku tutar, ne çalışabilir, ne hayal kurabilir. Ama gerek kendi üzüntülerine, gerek yakınların acılarına ortak olan, onlarla birlikte üzülen insan yine de uykusunu uyuyabilir, yemeğini yiyebilir, yaşamdan gereğince zevk alabilir. Hatta en yakınını kaybeden kişi bile birkaç gün geçtikten sonra yaşamın doğal akışına uyar gider. İnsanoğlu için acıların en büyüğü olan ölümün bile açtığı yaranın zamanla silinip etkisini yitirdiğini “Ölenle ölünmez” sözü de açıkça anlatır.

2.Açıklama:

Açlık her türlü sıkıntıdan kötüdür. Bu durumu düşünerek yoksullara yardımda bulunmalıyız.

3.Açıklama:

Hayatta her türlü acıya ve sıkıntıya katlanılabilir ama açlığa katlanılamaz anlamında bir söz.

The post Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış first appeared on Atasözleri, Atasözleri ve Anlamları.

1.Açıklama:

Acıkan insan, karnını doyurabilmek için her tehlikeyi göze alarak sağa sola saldırabilir. Çünkü yaşaması için yemesi gerekir. Kudurmuş köpek tehlikeli olunca hemen öldürülür, eğer ısırdığı kişiler varsa kuduz iğnesi yapılarak ölümden kurtarılmaya çalışılır. Ama aç insanı öldürmek değil, doyurmak gerekir.

Önemli olan, toplumda gelir dağılımını dengeli biçimde gerçekleştirip acıkan insanları kudurmuştan beter duruma getirmemektir.

2.Açıklama:

Bir şeyden uzun süre yoksun kalan kimse, onu gördüğü anda ele geçirmek ister; kendinden geçercesine ona saldırır, sanki kudurmuş gibidir, gözü hiçbir şeyi görmez, tek düşündüğü uzun süre yokluğunu çektiği o nesnedir.

3.Açıklama:

Çok aç kimse ihtiyacını karşılamak için etrafa zarar verebilir.

The post Acıkmış kudurmuştan beterdir first appeared on Atasözleri, Atasözleri ve Anlamları.

1.Açıklama:

İnsan ele geçirmek istediği ya da ihtiyaç duyduğu şeylere karşı aşırı ilgi duyar. Onların değerini gözünde aslından daha çok büyütür. Bu bir yerde olağandır. Çünkü aşırı ilgi duyulan şeye kavuşmayacağını düşünen insan, elinde olmadan o şeye daha büyük değer verir, ona erişemeyeceğini sanır. Oysa sevdiği bir yemeği düşleyen kişi, o yemeğe kavuşunca açlığının ne denli basit bir ihtiyaç olduğunu anlar. Doymayacağını sanırken doyduğunu, susamışlığın giderilmeyeceğini düşünürken suya kandığını görür. Aslında vücudumuzun belli bir düzeyde ve miktarda suya ve besine ihtiyacı vardır. Azı bizi doyurmadığı gibi çoğu da tiksindirebilir. Acıkanın doyması, susayanın kanması, zengin olmak isteyenin paraya, mala ve mülke boğulması, yüksek mevkilere ulaşmak isteyenin bu dileğine kavuşması, duyulan özlem dolu arzu arasında büyük farkı belirler. Susayan, acıkan, özlem duyan, tutkunun pençesinde kıvranan insanın ruhu açtır, susuzdur. Sürekli bir tedirginlik içinde hep bu özlemlerini giderme peşindedir. Onun için de doymayacağını, susamışlığını gideremeyeceğini, zengin olamayacağını, yüksek mevkilere çıkamayacağını, sevilemeyeceğini, kısaca dilediklerine kavuşamayacağını sanarak huzursuz olur.

Bu bakımdan istediklerimizi elde etmeye çalışırken çalışmalarımızı olağan akışı içinde bırakmalı, olayların oluşumunu engelleyecek girişimlerde bulunmamalı, bir gün mutlaka amacımıza ulaşacağımıza olan inancımızı yitirmemeliyiz. O zaman kaçan balığın büyük olmasına gerek kalmadığını sevinçle görürüz.

2.Açıklama:

İnsan, kendisine gerekli olan bir şeyden uzun süre yoksun kalırsa ona karşı olan tamah ve iştahı artar. Sonra onu elde edince, ne kadar çok olursa olsun, kendisine yetmeyeceğini sanır. Aç insanların, gördükleri her yiyeceği canlarının istemesi gibi. Bu tür bir açgözlülük ve tamah, kişileri küçük düşürücü bir özelliktir.

Aza kanaat edilmediği, eldekiyle yetinilmediği zamanlarda söylenir.

3.Açıklama:

Uzun süre bir şeyin yokluğunu çekip ona ihtiyaç duyan kimse, o şeyden ne kadar çok elde ederse etsin tatmin olmaz; kendisine yetmeyeceği duygusu içinde bulunur.

The post Acıkan doymam sanır, susayan kanmam sanır first appeared on Atasözleri, Atasözleri ve Anlamları.

1.Açıklama:

Değersiz kişiler, zararlı sonuçlardan etkilenmezler. Gerek yaradılıştan, gerekse eğitim ve öğretim olanakları bulunmadığı için bilgisiz kalmış; yaşamdan umduklarını elde edememiş kişilerin, kendilerine gelecek tehlikelerden çekinmelerine, korkmalarına gerek kalmaz. Bu, tıpkı acı patlıcanın kırağı yüzünden kaybedecek değeri olmamasına benzer. Çünkü kırağının kendisine yapacağı bir zarar kalmamıştır. Bunun gibi yaşamın çeşitli zorluklarına, acılarına katlanmış kişiler de gelecek tehlikeleri, kötülükleri umursamazlar.

Bu söz; yaşamları süresince herhangi bir değere sahip olamayanlara hiçbir zarar gelmeyeceği düşüncesini şaka yollu anlatmak için söylenir.

2.Açıklama:

Kötü durumda olan bir kimseyi, ortaya çıkacak yeni kötü durumlar etkilemez; pek çok zorluğa katlanabilir; çünkü o, böylesi kötü durumlara alışmıştır. Ayrıca, işe yaramayacak hale gelmiş kimseler de, tutar bir yanları olmadığı için felaketlerden çekinmezler.

3.Açıklama:

(Kırağı: Sabahleyin bitkiler üzerinde görülen donmuş çiğ)

İşe yaramayan kişilere zararlı etkenler fazla tesir etmezler. Zira böyle kişilerin ne bozulacak bir düzenleri; ne de düzgün işleyen bir işleri vardır. Olay yoksa problem de yok demektir. Keza zorluklara alışmış ve hayatın güçlüklerine göğüs germesini bilen kişilere, kötü durumlar pek tesir etmez. Böyle kişiler pek çok şeye tahammül edebildikleri gibi kolay kolay da pes etmezler.

Korkusuzca bir hareket tarzı belirlemek gerektiği durumlarda söylenir.

The post Acı patlıcanı kırağı çalmaz first appeared on Atasözleri, Atasözleri ve Anlamları.

1.Açıklama:

Bir acı daha büyük bir acıyla hafifler gibi olur, nasıl ki su içince çoğu kez sancı da geçermiş gibi olur. Sınıfta kalan öğrencinin üzüntüsünü, daha kötü bir haber unutturabilir. Ağır bir yenilgiye uğramış sporcunun hayal kırıklığını, ailesinden herhangi birinin bir hastalığa yakalanması ile ortadan kalkabilir. Tıpkı heyecanımızı gidermek için içtiğimiz bir yudum su gibi.

2.Açıklama:

Bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurmak gerekir. Acılar, daha büyük acılarla hafifler gibi gelebilir.

The post Acı acıyı bastırır, su sancıyı first appeared on Atasözleri, Atasözleri ve Anlamları.